Page 20 - AYASOFYA
P. 20
T ARİHÇE MUHTEŞEM A Y ASOFY A ’NIN MİMARİ Ö ZELLİKLERİ
Ayasofya’da ana kubbeyi taşıyan dört payenin, dört Ayasofya’nın güneybatı köşesinde, 6. yüzyıla
yönde asimetrik bir plana sahip olduğu için yatay tarihlendirilen ve en erken 13. yüzyıla kadar varlığını
yüklere aynı mukavemette direnç veremeyeceğini sürdürdüğü anlaşılan ilginç bir yapı da, horologion
de göz ardı etmemek gerekir. Payelerin düzgün kare olarak bilinen saat kulesidir. Herhangi bir mimari izi
ya da dörtgen formundan uzak, dört yönde de farklı olmayan bu yapının Ayasofya’nın özgün tasarımına
geometrik hatlara sahip olması ve payelerin zemin ve ait olmadığı ve İustinianus’un 565’daki ölümünden
galeri katlarında aynı kesitte olmaması taşıyıcı sistemi sonra tahta geçen yeğeni II. İustin (hd 565-578)
zorlayan unsurlar olmuştur. Yapının güneydoğu- döneminde dış narteksin güney cephesine bitişik
kuzeybatı yönündeki kesitinde görülebilecek statik olarak yaptırıldığı düşünülmektedir. Silindirik bir kule
açıdan başka bir netâmeli konu ise zemin ve galeri formundaki nu yapının cephesinde boyları yaklaşık
katlarındaki sütunların birbirinden farklı bir sayısal bir karış büyüklüğünde, 12 ya da 24 adet kapak
dizilime sahip olmasıdır. Zemin katta ana payeler bulunduğu bildirilmektedir. Kapakların her birinin
arasındaki beş arkadlı dizilim, galeri katında yerini saat başı açılarak içinden bir kuklanın çıktığı ve saati
yedi aralıklı bir arkada bırakmıştır. bildirdiği nakledilirken, horologion içinde kapaklarla
kuklaları harekete geçiren dişli bir mekanizmanın
Zemin ve galeri katlardaki sütunlarda görülen bu olduğu düşünülmektedir. Ayasofya’nın ne zaman
durum, ana kubbe ağırlığının doğrusal bir şekilde yok olduğu bilinmeyen bu yapısının bulunduğu
zemine aktarımını engellemektedir. Ayasofya’nın yer, Osmanlı döneminde de zamanın bildirimi için
ana kubbesinin üzerine oturduğu kuzey ve güney kullanılmıştır. Yapının güneybatı cephesine asılmış
beden (tympanum) duvarlarıyla, merdiven kulelerinin güneş saati, Ayasofya’nın cami olarak kullanımında da
cephelerindeki pencere açıklıklarının 6. yüzyılda, zaman bildirme geleneğinin yapının aynı bölümünde Horologionun Osmanlı güneş saatinin asılı bulunduğu alanda yer
mevcut görünümlerine nazaran daha boşluklu devam ettirildiğini göstermektedir. aldığı düşünülmektedir.
olduğu değerlendirilmektedir. Duvarları tahkim
etmek adına bu pencere açıklıklarının sonraki
dönemlerde daraltılmıştır.
Osmanlı dönemine ait
güneş saati
Ayasofya Cami iç mekanına bakış, İÜ Nadir Ayasofya Cami iç mekanına bakış
Eserler Kütüphanesi arşivi
22 23