Page 16 - AYASOFYA
P. 16
T ARİHÇE MUHTEŞEM A Y ASOFY A ’NIN MİMARİ Ö ZELLİKLERİ
Ayasofya’da kullanılan sınırsız yapı malzemesinin İustinianus ve mimarları Üçüncü Ayasofya’yı inşa
varlığı aslında İustinianus’un coğrafi iktidar sınırlarını ederken bilinen hiçbir bina formuna uymamışlardır.
tarif etmektedir. Yönettiği ülkenin çok farklı Kuzeybatıda yer alan (atrium) avlusuyla birlikte
bölgelerinden gelen yapı malzemeleri Ayasofya yapının dış duvarları yaklaşık 92 m uzunluğunda ve
bünyesinde vücuda gelerek, tek bir yapı üzerinde 70 m genişliğinde bir dikdörtgen oluşturmuştur.
imparatorluğun büyüklüğünü teşhir eden bir vitrine Ayasofya’nın kuzeybatı cephesinde varlığını
dönüşür. Bu yeni mabet yapıldığı tarihte dünyadaki koruyabilmiş az sayıdaki Marmara mermeri
en büyük merkezi planlı bazilikadır. Kare planda kaplamalar, yapının özgün cephesinin görkemi
birbirine kemerlerle bağlanmış dört büyük payenin hakkında fikir verebilmektedir. Bu mermer
taşıdığı ana kubbe güneydoğu-kuzeybatı yönünde iki kaplamalar zaman içerisinde yaşanan deprem,
yarım kubbeyle desteklenmiştir. Roma mimarisinin yangın ve doğal sebeplerle cepheden dökülmüş ve
kamusal yapısı olan bazilikanın kiliseye evrilmesiyle artık görünürlükleri oldukça azalmıştır. Ayasofya’nın
oluşturulan yapı türüne plan bazında riayet edilse de, zemin ve galeri katındaki döşeme kaplamaları,
ana kubbeyi iki yönden destekleyen yarım kubbeler yoğunluklu olarak dış cephesindekiler gibi Marmara
dönemi için çok özgün bir kargir çatı örtüsüdür ve mermerindendir. Ana mekânın (naos) sağında
klasik dönemden adeta bir kopuşu simgelemektedir. bulunan, opus sectile tekniğiyle (renkli taşlardan
Artık Süleyman Tapınağı’nın Hıristiyanlıktaki muâdili yuvarlak ve geçmeli desenli yer döşemesi) yapılmış
olarak görülen Ayasofya imparatorluğun en önemli bir protokol yeri olan “omphalion” imparatorlarının
ibadet merkezi olmuştur. Sonrasında geçen dokuz taç giydiği bölümdür.
asırda Bizans mimarlığında Ayasofya azametinde bir
bina asla yapılamayacaktır. Bu azametin dönemin
Doğu Roma imparatorluğunun ulaştığı engin
sınırlardan bağımsız olduğu düşünülemez. Galeri katında imparatoriçe locası
Narteksin ve iki yan nefin üzerinde bulunan
galeriler “gynaikeion” olarak da adlandırılır. Bu
tanım her ne kadar kadınlara ayrılmış bölümler
için kullanılıyorsa da, galeriler hiçbir zaman sadece
kadınlara ait olmamıştır. İç narteksin üst katındaki
kuzeybatı galerisinin döşemesinin tam ortasındaki
imparatoriçeye tahsis edilmiş alandan anlaşılacağı
üzere bu kısmın kadınlara tahsis edilmiş olduğu
bilinmektedir. Burada galerinin kadınlara yönelik
kullanımı, sonradan cami mimarisinde kadınlara
ayrılacak mahalin üst ve geri plandaki konumuyla
ilginç bir benzerlik oluşturmaktadır.
Zemin kat döşemesinden görünüm Zemin kat döşemesi ve Omphalion İç mekândan galeriye bakış
18 19