Page 66 - AYASOFYA
P. 66

T ARİHÇE                                                                                                                                                                                            MUHTEŞEM A Y ASOFY A ’NIN MİMARİ Ö ZELLİKLERİ






             2009-2010   yılları  arasında  ana  kubbe  doğu            1847-49   yılları  arasındaki  Fossati  onarımları                                Ayasofya’nın Yapısal
             çeyreğinde sürdürülen çalışma, aynı çeyreğin 1992-         sırasında yüzü sıvanıp maskeyle örtülmüş serafim
             1998 yılları arasındaki tamamlanamamış çalışmaların        meleklerinden   doğu   pandantifindekinin  yüzü,                                  Durumu Üzerine                                                                        Ayasofya zemininden
             bitirilmesine yönelik yapılmıştır. Böylece iskele          başında bulunup yönlendirdiğimiz restoratörler                                    Bir Değerlendirme                                                                           galeriye bakış
             aradan geçen 11 yıl sonra, 17 yıl önce ilk kurulduğu       tarafından gün yüzüne çıkartılmıştır.
             yere tekrar kurulmuştur. 2009 yılındaki kubbe
             mozaikleri  restorasyonu  sırasında,  Whittemore’dan       Bu mozaik Ayasofya’da ortaya                                                      Ayasofya için tarihi boyunca güncelliğini koruyan
             sonra Cumhuriyet tarihinde ilk kez Türkler tarafından                                                                                        deprem riskinin temelinde taşıyıcı sistem sorunlarının
             bir figüratif mozaik ortaya çıkartılmıştır.                çıkartılmış son mozaiktir.                                                        yattığını söylemek mümkündür. Ana kubbeyi taşıyan
                                                                                                                                                          dört paye birbirine simetrik olsa da, her birinin dört
                                                                                                                                                          yönde asimetrik hatlara sahip olması, bunların
                                                                                                                                                          yatay yüklere karşı aynı mukavemeti göstermesini
                                                                                                                                                          zorlaştırmaktadır. Payelerin plan özelliği birbirlerine
                                                                                                                                                          bağlanmasını ve depremlere olan direncini netameli
                                                                                                                                                          bir hale getirmektedir.


                                                                                                                                                          Yapının  güneydoğu-kuzeybatı   kesitinde  açıkça
                                                                                                                                                          görülen başka bir statik sorun da zemin ve galeri
                                                                                                                                                          katlarındaki sütunların birbirinden farklı bir sayısal
                                                                                                                                                          dizilime sahip olmasıdır. Zemin katta ana payeler
                                                                                                                                                          arasındaki beş arkadlı dizilim, galeri katında yerini
                                                                                                                                                          yedi aralıklı bir arkada bırakmıştır. Zemin ve galeri
                                                                                                                                                          katlardaki sütunların boyut farklarından kaynaklanan
                                                                                                                                                          bu durum, ana kubbe ve beden duvarlarından
                                                                                                                                                          gelen düşey yüklerin zemine kesintili ve süreksiz bir
                                                                                                                                                          aktarımla inmesine sebep olmaktadır.

                                                                                                                                                          Ayasofya’nın iddialı taşıyıcı sistem kurgusunun
                                                                                                                                                          zaafiyetleri, ana kubbesinin örülmesinden 21 yıl
                                                                                                                                                          sonra tamamen, 10. ve 14. yüzyıllarda da kısmen
                                                                                                                                                          olmak üzere üç defa çökmesine neden olmuş ve yapı
                                                                                                                                                          tarihi boyunca sürekli onarım görüp, güçlendirme
                                                                                                                                                          gerektirmiştir. Ana kubbenin mevcut sorunlarının
                                                                                                                                                          temelinde kubbenin kendisinden ziyade onu taşıyan
                                                                                                                                                          paye ve kemerlerin tasarımının rol aldığı söylenebilir.
                                                                                                                                                          Şüphesiz, bu yapı elemanlarının yeniden inşası
                                                                                                                                                          mümkün olamayacağından, ana kubbede kendisini
                                                                                                                                                          gösteren sorunlara yönelik çözüm arayışları da taşıyıcı
                                                                                                                                                          sistemi ve bunların taşıdığı kubbeyi tahkim etmeye
              Batı pandantifinde kalemişi ile tümlenmiş maskeli serafim figürü  Doğu pandantifindeki melek figürünün maskesiz görünümü                    yönelik müdahalelere odaklanmaktadır.





             68                                                                                                                                                                                                                                                    69
   61   62   63   64   65   66   67   68   69   70   71