Page 17 - AYASOFYA
P. 17

T ARİHÇE                                                                MUHTEŞEM A Y ASOFY A ’NIN MİMARİ Ö ZELLİKLERİ






 Ayasofya’da kullanılan sınırsız yapı malzemesinin   İustinianus ve mimarları Üçüncü Ayasofya’yı inşa
 varlığı aslında İustinianus’un coğrafi iktidar sınırlarını   ederken bilinen hiçbir bina formuna uymamışlardır.
 tarif etmektedir. Yönettiği ülkenin çok farklı   Kuzeybatıda yer alan (atrium) avlusuyla birlikte
 bölgelerinden gelen yapı malzemeleri Ayasofya   yapının dış duvarları yaklaşık 92 m uzunluğunda ve
 bünyesinde vücuda gelerek, tek bir yapı üzerinde   70 m genişliğinde bir dikdörtgen oluşturmuştur.
 imparatorluğun büyüklüğünü teşhir eden bir vitrine   Ayasofya’nın  kuzeybatı  cephesinde  varlığını
 dönüşür. Bu yeni mabet yapıldığı tarihte dünyadaki   koruyabilmiş  az  sayıdaki  Marmara  mermeri
 en büyük merkezi planlı bazilikadır. Kare planda   kaplamalar, yapının özgün cephesinin görkemi
 birbirine kemerlerle bağlanmış dört büyük payenin   hakkında  fikir  verebilmektedir.  Bu  mermer
 taşıdığı ana kubbe güneydoğu-kuzeybatı yönünde iki   kaplamalar zaman içerisinde  yaşanan deprem,
 yarım kubbeyle desteklenmiştir. Roma mimarisinin   yangın ve doğal sebeplerle cepheden dökülmüş ve
 kamusal yapısı olan bazilikanın kiliseye evrilmesiyle   artık görünürlükleri oldukça azalmıştır. Ayasofya’nın
 oluşturulan yapı türüne plan bazında riayet edilse de,   zemin ve galeri katındaki döşeme kaplamaları,
 ana kubbeyi iki yönden destekleyen yarım kubbeler   yoğunluklu olarak dış cephesindekiler gibi Marmara
 dönemi için çok özgün bir kargir çatı örtüsüdür ve   mermerindendir. Ana mekânın (naos) sağında
 klasik dönemden adeta bir kopuşu simgelemektedir.   bulunan, opus sectile tekniğiyle (renkli taşlardan
 Artık Süleyman Tapınağı’nın Hıristiyanlıktaki muâdili   yuvarlak ve geçmeli desenli yer döşemesi) yapılmış
 olarak görülen Ayasofya imparatorluğun en önemli   bir  protokol  yeri  olan  “omphalion”  imparatorlarının
 ibadet merkezi olmuştur. Sonrasında geçen dokuz   taç giydiği bölümdür.
 asırda Bizans mimarlığında Ayasofya azametinde bir
 bina asla yapılamayacaktır. Bu azametin dönemin
 Doğu Roma imparatorluğunun ulaştığı engin
 sınırlardan bağımsız olduğu düşünülemez.  Galeri katında imparatoriçe locası



                                                                             Narteksin ve iki yan nefin üzerinde bulunan
                                                                             galeriler “gynaikeion” olarak da adlandırılır. Bu
                                                                             tanım her ne kadar kadınlara ayrılmış bölümler
                                                                             için kullanılıyorsa da, galeriler hiçbir zaman sadece
                                                                             kadınlara ait olmamıştır.  İç narteksin üst katındaki
                                                                             kuzeybatı galerisinin döşemesinin tam ortasındaki
                                                                             imparatoriçeye tahsis edilmiş alandan anlaşılacağı
                                                                             üzere bu kısmın kadınlara tahsis edilmiş olduğu
                                                                             bilinmektedir. Burada galerinin kadınlara yönelik
                                                                             kullanımı, sonradan cami mimarisinde kadınlara
                                                                             ayrılacak mahalin üst ve geri plandaki konumuyla
                                                                             ilginç bir benzerlik oluşturmaktadır.





 Zemin kat döşemesinden görünüm  Zemin kat döşemesi ve Omphalion  İç mekândan galeriye bakış





 18                                                                                                                        19
   12   13   14   15   16   17   18   19   20   21   22