Page 135 - AYASOFYA
P. 135

A Y ASOFY A ’NIN MİMARİ BEZEMELERİ                                      MUHTEŞEM A Y ASOFY A ’NIN MİMARİ Ö ZELLİKLERİ






 Bahsettiğimiz nişlerden kuzey ve güney duvarında   19. yüzyılın ortasında Salzenberg çizimlerinde büyük   Iohannes’in İstanbul ve Ayasofya için önemini biliyoruz   değinmeleri.   Patriklerin de İstanbul’un piskoposları
                                                                                        30
 yedişer olmak üzere 14 tane sayabiliyoruz. Şu anda   netlikle gördüğümüz çoğu örneğin, buralarda   ancak tarihsel şahsiyetler açısından bakmamız   oldukları dikkate alınacak olursa Hristiyanlığın daha ilk
 tam diziyi tespit edememekle birlikte en azından   doğal olarak dikey durumda bulunan sıvanın 1894   gerekirse İstanbul’la bağlantısı olmayan Antakyalı   devirlerinden kendi önlerini açan ismin altını çizmeleri
 daha  önceden  tanıdığımız, daha  ilk  Ayasofya’yı   depreminin  gücüne  dayanamaması  yüzünden  Aziz Ignatius açık ara en önemli isim. Ignatius daha   ve ardındaki diziyi kendilerine değin tamamlamaları
 anlatırken sözü edilen Iohannes Chrisostomos’u fark   tümüyle yok olduklarını algılıyoruz. Yan yana iki nişte   Hristiyanlığın ilk yüzyılında yaşamış. Dolayısıyla Hz.   olağan sayılmalı.
 edebiliyoruz. Bütün  bunlara bakarken  zaten  düzenli   sağlam kalmış sadece bir çift portre var. Bunlar adını   İsa’yı  değilse  de  Havarileri tanıyan  kişilerle  bire bir
 olarak hükümdarlarla din adamları arasındaki denge   andığımız İstanbul Patriği Iohannes Chrisostomos   karşılaşmış ayrıcalıklı nesilden sayılıyor. Her şeyin   Sakalsız adaşı da İstanbul Patriği oldu diyorduk. Hem
 mücadelesini gözlemleyebiliyoruz. İbadetin yapıldığı   ve yanındaki Antakya Patriği Ignatius. Bu ikisi sakallı.   başında, ilk piskoposu Aziz Petrus olan Antakya’nın   de kritik bir dönemde. Ignatios 9. yüzyılda görev yaptı
 ana mekânda, üstünlükleri üzerinde uzlaşılmış   Ayrı olarak da diğer bir sakalsız Ignatios, o da İstanbul   üçüncü piskoposu. Özellikle mektuplarıyla tanınıyor.   ve azılı bir ikonoklast düşmanıydı. Babasının kısa
 (aziz mertebesine erişmiş) din adamlarının (genel   Patriği. Her üçünün boyu da 1.80-1.90 arasında. Yani   Kendisine atfedilen mektupların alıcıları çoğunluğu   süreliğine  de  İmparator  (I.  Mihail,  811-813)  olmasının
 bir isimlemeyle “Kilise Babaları”nın) yol gösterici   bir yandan çok yüksekteler ama diğer yandan da karşı   Anadolu’da olan Efes, Magnesia, Tralles, Roma,   ona hatırası tahta geçmeye kalkmaması için iğdiş
 örnekler olarak yer alması ve özellikle de zaten ayini   galeriden görülmek, insan ölçeğinden gözlenmek için   Philadelphia, İzmir Hristiyan toplulukları ve bu   edilmesi  (Mozaikte  de  sakalsız yansıtılma  sebebi
 en üst düzeyde icra etmiş bireyler olarak o mekânda   tasarlanmış gibiler; aşağıdan bakılıp kolay görülsün   son kentteki topluluğun başındaki Aziz Polikarp.   budur.) olarak kaldı. Kiliseye intisap etti, patrik tahtına
 ölümsüzleşmeleri son derece olağan görünüyor.  diye olağandışı boyutlarda yapılmamışlar.  Ignatius’u bu din adamları arasında öne çıkaran   değin yükseldi ve anlaşıldığı kadarıyla Ayasofya’nın
                  özelliği ise piskoposluk kavramını ilk kez ortaya atan     içinde kendine kalıcı bir yer bulmuş oldu.  31




 Pandantiflerde, Serafim melekleri, kuzeydoğu pandantifindeki meleğin yüzü Fossati restorasyonlarında kapanmıştı














































 136                                                                                                                       137
   130   131   132   133   134   135   136   137   138   139   140