Page 134 - AYASOFYA
P. 134

A Y ASOFY A ’NIN MİMARİ BEZEMELERİ                                                                                                                                                                  MUHTEŞEM A Y ASOFY A ’NIN MİMARİ Ö ZELLİKLERİ






             Bahsettiğimiz nişlerden kuzey ve güney duvarında           19. yüzyılın ortasında Salzenberg çizimlerinde büyük                              Iohannes’in İstanbul ve Ayasofya için önemini biliyoruz    değinmeleri.   Patriklerin de İstanbul’un piskoposları
                                                                                                                                                                                                                                30
             yedişer olmak üzere 14 tane sayabiliyoruz. Şu anda         netlikle gördüğümüz çoğu örneğin, buralarda                                       ancak tarihsel şahsiyetler açısından bakmamız              oldukları dikkate alınacak olursa Hristiyanlığın daha ilk
             tam diziyi tespit edememekle birlikte en azından           doğal olarak dikey durumda bulunan sıvanın 1894                                   gerekirse İstanbul’la bağlantısı olmayan Antakyalı         devirlerinden kendi önlerini açan ismin altını çizmeleri
             daha  önceden  tanıdığımız, daha  ilk  Ayasofya’yı         depreminin   gücüne    dayanamaması    yüzünden                                   Aziz Ignatius açık ara en önemli isim. Ignatius daha       ve ardındaki diziyi kendilerine değin tamamlamaları
             anlatırken sözü edilen Iohannes Chrisostomos’u fark        tümüyle yok olduklarını algılıyoruz. Yan yana iki nişte                           Hristiyanlığın ilk yüzyılında yaşamış. Dolayısıyla Hz.     olağan sayılmalı.
             edebiliyoruz. Bütün  bunlara bakarken  zaten  düzenli      sağlam kalmış sadece bir çift portre var. Bunlar adını                            İsa’yı  değilse  de  Havarileri tanıyan  kişilerle  bire bir
             olarak hükümdarlarla din adamları arasındaki denge         andığımız İstanbul Patriği Iohannes Chrisostomos                                  karşılaşmış ayrıcalıklı nesilden sayılıyor. Her şeyin      Sakalsız adaşı da İstanbul Patriği oldu diyorduk. Hem
             mücadelesini gözlemleyebiliyoruz. İbadetin yapıldığı       ve yanındaki Antakya Patriği Ignatius. Bu ikisi sakallı.                          başında, ilk piskoposu Aziz Petrus olan Antakya’nın        de kritik bir dönemde. Ignatios 9. yüzyılda görev yaptı
             ana mekânda, üstünlükleri üzerinde uzlaşılmış              Ayrı olarak da diğer bir sakalsız Ignatios, o da İstanbul                         üçüncü piskoposu. Özellikle mektuplarıyla tanınıyor.       ve azılı bir ikonoklast düşmanıydı. Babasının kısa
             (aziz mertebesine erişmiş) din adamlarının (genel          Patriği. Her üçünün boyu da 1.80-1.90 arasında. Yani                              Kendisine atfedilen mektupların alıcıları çoğunluğu        süreliğine  de  İmparator  (I.  Mihail,  811-813)  olmasının
             bir isimlemeyle “Kilise Babaları”nın) yol gösterici        bir yandan çok yüksekteler ama diğer yandan da karşı                              Anadolu’da olan Efes, Magnesia, Tralles, Roma,             ona hatırası tahta geçmeye kalkmaması için iğdiş
             örnekler olarak yer alması ve özellikle de zaten ayini     galeriden görülmek, insan ölçeğinden gözlenmek için                               Philadelphia, İzmir Hristiyan toplulukları ve bu           edilmesi  (Mozaikte  de  sakalsız yansıtılma  sebebi
             en üst düzeyde icra etmiş bireyler olarak o mekânda        tasarlanmış gibiler; aşağıdan bakılıp kolay görülsün                              son kentteki topluluğun başındaki Aziz Polikarp.           budur.) olarak kaldı. Kiliseye intisap etti, patrik tahtına
             ölümsüzleşmeleri son derece olağan görünüyor.              diye olağandışı boyutlarda yapılmamışlar.                                         Ignatius’u bu din adamları arasında öne çıkaran            değin yükseldi ve anlaşıldığı kadarıyla Ayasofya’nın
                                                                                                                                                          özelliği ise piskoposluk kavramını ilk kez ortaya atan     içinde kendine kalıcı bir yer bulmuş oldu.  31




             Pandantiflerde, Serafim melekleri, kuzeydoğu pandantifindeki meleğin yüzü Fossati restorasyonlarında kapanmıştı














































             136                                                                                                                                                                                                                                                   137
   129   130   131   132   133   134   135   136   137   138   139